tatil matil
güzeldi, kısaydı, tadı damakta kaldı, geç kalınmıştı ama olsundu.
mis gibi hava,turkuazdan laciye,koyu yeşilden açık yeşile değişen su,kolunu kaldır meyve ağacına çarpsın,sabah horoz sesleriyle uyan,
çakıl taşlarına ayak izin çıksın ki seni yine hatırlasınlar,gene git oraya adınla çağırsınlar,suya elektiriğini bırak, kuma ayak izini,
sabahları hava sıcak, hemen denize koşmak istesende bekle,leke olur cildin sonra, sen nefis kahvaltı sofrana otur,şehirde tadını unuttuğun domatesin en güzeli,çıtır salatalık, deri tulumda keçi peyniri ah ne nefis,sapsarı organik köy yumurtası,ayda bir yumurta yiyen ben her sabah farklı şekilde pişirilmiş omletleri götürdüm,dünyanın en tatlı kavununu da ye,bak sezonu geçti nerdeyse, özlersin sonra,ah yaz bitti kavunla karpuz gitti diye,
gir suya sonra, nasıl özledin değil mi bütün yıl onu,sen balıksın çocuk, susuz yaşayamazsın, dansettin mi, kucakladın mı o güzel rengi, hücrelerine sindirdin mi, yok doyamadım tadına, hadi dönüş istanbula, sonra londra, para-vakit-sağlık olsa , kışın hep yaz olan yerlere suya koşulsa, olmaz mı...