30 Mart 2006

ISTANBUL

dondum,beni mutlu eden Bogaza,aileme,arkadaslarıma, miss gibi hava,bu havayı cok ozlemisim, icime cekiyorum,doymuyorum ,tekrar cekiyorum.Tam bahar,ne sıcak ne soguk.London'un grisi ve sogugundan sonra cennet.
daha geleli 2 gun oldu,ev kullanılmayınca kendini salmıs,cökmüş,ısınmayınca nem yapmıs,duvarlar dokulmus,bilgisayar bozuk,teras ormana donmus,garaja su girmis,camur dolmus.Olsun evimdeyim ,mis gibi hava,L. yok ama gelir yakında, yok cok yakın degil aslında, uf, peki ,oturucam işte taş basıp bağrıma,Istanbuldayım, mis gibi hava,balık ve simit almalı hemen koşup sokaga,tazecikten bogaza karsı sapur supır yemeli, Londonu ve L'yi ozlemeli..

27 Mart 2006

donus



birazdan anahtar kapida cevrilecek ve beni almaya gelicek gun ortasi, ofisden izin aldi son gunumde yarim gun dahi olsa benimle olabilsin diye.Kofte yaptim, cok sever, hazirlayip koydum dolaba, kizartip yer, belki firinda pisirir, beceremez yemek isini, yine ready meallere donecek, sagliksiz, ve ben onu dusunup ne yedi bu aksam acaba diye endiselenicem ,zayifliycak bak, ben hazirlamazsam yemek aklina gelmez ki.

Ekmek de yaptim, bu hamur isi insanin ruh haliyle ilgili olmali, ustu asagi dogru coktu iste biraz, hafifce de yandi( benim ruhum da oyle bak hafif yanik bugun),olsun tadi hala guzel, yer beni hatirlar, o doysun ben doyarim.

birazdan gelicek, hazirlanmaliyim, bavulum hazir yarin sabah ki ucaga, hoscakal Londra, cok yakinda gorusmek istiyorum senle,arayi acma...

I miss you already L, please dont let me go..

weekend in Dorset (2)

finally we managed to find a chance to spend another weekend in Dorset, again 14 people includes a dog.It was rainy ,we walked in the forest about 2 hours tho.Its a huge house, 3 floors 8 rooms, a big garden.Someone had a spooky idea such as to play a game which is finding someone who is supposed to hide somewhere in the house.I refused to play at the beginning, I found it silly but then when I got involved I had fun.We screamed well anyway.It was scarry guys.
we had moroccon and mexican meals.I couldnt say no and had to show my cooking skills with Aga oven ,I prepared some mezze kinda thing, some of the guys asked for the recipes hehey:).Well before I leave I spent some quality time with english friends, dunno when I am able to see them again, hopefully very soon.Thank you Pan and Tom for the lovely weekend and inviting us, thank you Adam and Zeta for driving,thank you Brooke you made me laugh, thank you Charlotte,Jess,Jeremy,Joanne,thank you Callum and Sorren you woke me up early in the morning many times but hey I can forgive you because you are still innocent..

24 Mart 2006

"you have a much better life if you wear impressive clothes" Vivienne Westwood


bacaklarim agriyor, 1 saat bisiklet tepesindeydim dun, swatch alternative fashion week'e gittim Spitalfields'e, Brushfield street'de yeni dukkanlar kesfettim, delicatessenler, zeytin ve zeytinyagi satan bir dukkan market street'de, konsept shoplar, bazen gozunun onundekini gormez ya insan, o kadar gittigim bolge, o sokaga sapmamisim.Dukkanlardan birine dalip nefis peynirlere bakip aaa burasi yeni mi dedim adam 6 yillik deyince, ehu ne salagim diy mi neyse pazar acik misiniz tekrar gelicem ben diyip bak salagim ama gelip alisveris yapicam havasina girip aklim sira onu kandirdim, pazar Dorsetteyim halbuki, sonra Istanbul, hangi pazar giderim artik bilemiyorum.
13 yasla 18 yas arasinda dansci mi olsam yoksa modaci mi diye suruklenen bir balik burcu kiziyken, daha sonra hayatin beni baska yollara sokmasi sonucu bu stilistlik hevesimi alisveris(artik yapmiyorum), moda dergileri,taki dizayni, buyuk marka dukkanlara sanki alisveris yapacakmis gibi girip cikmak, modelleri calip uygulamak, dikis makinasinda denemeler yapmak, kesmek,bozmak,yeniden dikmek, akimlari takip etmek ama uygulamamak, yeni dizaynirlar kesfetmeye calismak seklinde surdurdum.Ben de isterdim london fashion week'i Madonnayla en on siradan seyretmeyi ama kismet degilmis iste.
dun 15 e yakin yeni modacinin defilesini seyrettim, ilk showdaki kiyafetleri gorunce e dedim tabi canim alternatif moda, evde giysen kocan bosar,sokakta giysen 2 adim atamazsin,e maskeli balo diycem ,her haftasonu gittigimiz bi yer degil, neyse ugrasmis cocuk tasarlamis,biz de almayiz olur biter, zaten mankenler 1.50 boyunda 70 kilo falanlardi,eve gidip kendimi hulya kocyigit gibi odama kapayip yatagi dove dove aglayasim geldi, neyse sonra ki catwalklarda kucuk naomi campbell'lar daha giyilebilir kiyafetlerle ciktilar ben de hevesimi aldim,mutlu bir modasever olarak bisikletime atladigim gibi yola dustum taa Angel'a Leylanin 1 gunluk bebegi Ali'ye organik bebek urunleri almaya ,dukkani kaybettim, cok uzun geldi yol, trafikde otobuslerin arasinda kaldim,bisiklet moda tabirle vintage(3o yillik) ya da kisaca dokuluyo diyelim biz, eve geri dondum, bacaklarim agriyor..

ps. merkur ters diye midir nedir bi turlu istedigim fotolari ilistiremedim,bu etegi de ebay'da satiyorum artik onun fotosunu koyabildim moda diye napayim

23 Mart 2006

misafir gittiii


evet basarili bir yemekti, gidene kadar defalarca tesekkur ettiler, herseyin cok lezzetli oldugunu soylediler , e tabi benden 20 yas buyuk insanlar, memnun etmek zor,ben onlar icin kucugum daha, "bakalim Nes yemek yapabiliyor muu" durumu,iyi bisi, yoksa heryerde artik en buyuk benim ( en buyuk neslosh baska buyuk yok)
bu yemek blogu degil ya, ben beceremiyorum her aksam yemeginin fotosunu cekmeyi, dogru gelmiyor bana, dun yemekte domuz yoktu ama yukarda ki domuzun ustunde ingiliz mutfagindan english pie cesitleri var, benim yemekle alakasi olmayan, sevdim koydum ,zaten telasliydim,fotograf cekmek aklima en son gelirdi.
evet dans dersime gidemedim, olsun yemek yapmak da bir nevi egzersiz, ne yani kolay mi bak asagida yazdiklarimi bi solukta cikarmak hi?
baslangiclar
-hellim peyniri kirmizi sogan ve pancar dilimiyle
-bambu siste sucuk,domates,mantar
-mercimekli ve patatesli borek
-zeytinli ,cekirdekli ve hashasli tam bugday unu ekmegi
ana yemek
-inegol kofte
-patlicanli,kurutulmus domatesli cevizli kuskus
-kuru patlican ve kabak dolmasi nar eksili
-elmali narli yesil salata
tatli
-sarapta pismis armut,elma ve kuru uzum,kaymakla.
ve 3 sise kirmizi sarap
simdi baktim da bu yemeklere, hem ayip gibi geldi bana yazmak hem de kendimle iftihar ettim,aferin bak kimse yardim etmedi garibe o neler pisirdi, aman benim blogum degil mi istedigimi yazarim arkadas (arkadas ordaysan sen de yaz )

22 Mart 2006

misafir geliyooo

hem de ingiliz aile buyukleri, hem de turk yemegi yap dediler, hem de beklentileri buyuk, su ana kadar sakinim, aksama panik olucam, ne zaman cok misafir gelse elim ayagima dolasir cunku, hava pek bi guzel de acti oysa, biraz ilindi sanki, disari da cikasim var, L. dans dersine gideyim istiyordu, himmm, yemek yapmak lazim, dansa gitmek lazim, ki 35 dakika uzakta, e geri gel ,kucuk alisveris yap, yemege giris, yok ,hangisini yapmali, yemek, dans dersi, hava guzel, aksam beklentisi buyuk misafirler, helppp...

21 Mart 2006

it was a sunny weekend

iste benim vaham,terapi merkezim,kacis noktam,cennetim,london Borough Market, benim dunyada gordugum en guzel yiyecek pazarlarindan biri.Ah o nefis fransiz,italyan ispanyol tezgahlar, o egzotik meyvalar,cesit cesit peynirler, soslu zeytinler,mor karnabahar ve brokoliler, yesil domates,sari fasulyeler,organik elma sulari,yeme de yaninda yat pastalar.Evet birazcik pahali, zaten ben de ya param oldugunda ya da sirf gozum gonlum bayram etsin, ama belki mese odununda tutsulenmis isli zeytinyaginda domates almak icin gidiyorum.
Southwark'da bir tapas bara gittik sonra,belki ingilizlerin damak tadina da daha uygun olsun diye belki ispanyollar da oyle yiyor bilemem hic memleketlerine gidemedim,herseyde ham var,benim de domuz etinden hic hazetmeme durumum var, L. 3 yil sonra hala "musluman oldugun icin mi " diye sormaya devam ediyor, "hayir tadini sevmedigim icin" diyorum sonra da turkce bir uff cekiyorum.Fotodaki bebekler nefis bir karides,boyle sulu ve etli,hamli bakla ici,soganla kavrulmus,limon dilimli, nefis bir ispanyol peyniri manchego yaninda parma ham,ceviz ve ayva marmelati.

20 Mart 2006

the photo speaks for itself

tembellik kesin hastalik,ama bulasici degil, zarari sana, yavastan olduruyor, ama cok yavas, sinsi ilerliyor meret, heryanina bulasip sonra da seni birakmak istemiyor iste
yok cikmali bu ruh halinden, donusum yaklasti, hava yine sogudu(bbc 9 derece dedi, yalan buz gibi) ondandir bu ruh dalgalanmalarim, bavulum onumde acikli acikli bakiyor yuzume, zaten beceremem yerlestirmeyi, mutfakta Borough marketten alinmis brownie(pazar kapandigi icin adam hem yari fiyatina hem de 4 tane verdi kahretsin) , gidip gelip atistiriyorum cekirdek degil ki bu, browni anasini satayim,al bi dilim ye yeter yok, ama iyi geliyor bana,bi cesit depresan.
yatasim var gun boyu,bora bora adalarinda, hawaide,tahitide biyerlerde,nebilim, su olsun, cok sicak olmasin, ipek gibi bir kumsal,bir suru balik ,kabuklu hayvan olsun tabagimda,egzotik meyvalar kahvaltida,koca beyaz tabagima papaya,mango,guawa,passionfruit doldurayim patlayincaya kadar yiyeyim, para gelsin biyerlerden, artik ya mafyaya karismali ya kara para aklamali, peki daha masum olsun,siddetle ugrasamam,lotodan milyarlar tutturmali,biseyler yapmali,bahar yorgunuyum desem bahar buralara ugramadi henuz, ben gidiyorum ona bir hafta sonra,hava sicak kalbim soguk olacak..

simple food

bu guzel renkli bebekler kostu firina girdi,tek istedikleri biraz deniz tuzu ve cekilmis karabiberdi
tam bugday ununa hashas ve cekirdek ici yakisir dendi,ekmek firinda sisti
mor brokoli,patates ve kuskonmaz bambunun buharinda pisti
biraz organik havuc,yesil sogan,kornison tursu ve filizlenmis tohumlarla salata oldu
samisak, hardal,zeytinyagi,lime suyu da bize eslik etti,midemiz bayram etti.

18 Mart 2006


I've been down and I'm wondering why
These little black clouds
Keep walking around with me
It wastes time
And I'd rather be high
Think I'll walk me outside
And buy a rainbow smile
But be free .They're all free
So maybe tomorrow
I'll find my way home
I look around at a beautiful life
Been the upperside of down
Been the inside of out
But we breathe.We breathe
I wanna breeze and an open mind
I wanna swim in the ocean
Wanna take my time for me
All me

17 Mart 2006

kotu uyudum kotu uyandim
guzel bir aksamdi halbuki,nerede neyi yanlis yaptik, nasil bozduk ayarlari bilmiyorum
bildigim az sey var gibi geliyor zaten
cok ama cok okumali,seyahat etmeli,insan tanimali,sakalasmali,gulusmeli,bu kisacik hayatta baska ne var ki, bi de askla yemek icmek iste..
bu site o yuzden var,cok arkadas,bilgi,gorgu,sevgi icin,ama henuz yolun basi oldugundan mi yoksa teknik ayarlari iyi yapamadigimdan mi pek musterim yok,ya da bana oyle geliyor,insanlar deliler gibi okuyor beni,belki...
Istanbuldan da haber yok 2 gundur, noldu benim canim arkadaslarima,kimse acmiyor mu artik bilgisayar denen mereti, 80 li yillara mi donduk,biliyorum ne internet ne cep telefonu olmadan yasamazsin sen,biliyorum aksini soyleme bana inanmam..
hayat senin yarattigin omur uzunlugu,sevdigini sen seciyorsun,saglikli ol yeter diycem, kalbim elvermiyor diyemiyorum,hep ask olsun hayatinda ama huzurlusu,ama yasina gonlune uygunu..
kotu uyandim,bak biraz gunes acti,sanirim 6 dakika parlatacak evin onundeki parki,halim yok hareket etmeye,zaten insanin gonlu olmadiktan sonra..

16 Mart 2006

colours



insanlarin cogu benim gibi degil biliyorum, cok enerjikler, pineklemek hakkim (mi) diye dusunuyorum,cok calistim cok yoruldum,bazen gunde 24 saat ,haftanin 7 gunu bazen de.Yasli degilim,ama yorgunum iste,bahar da buralara gec gelince yemek icmek,yazmak okumak kaliyor bana.Dun gece bir alabalik alip ,ici somon baligi gibi tatli pembe-kayisi rengi, firinda pisirdim, haslanmis kucuk kuskonmazlar koydum yanina arkadas, salata kaseme bitki filizleriyle kaynasan yesil citir marul ,bir cesit rokfor olan ingiliz stilton peynirini firinlanmis mangoyla karistirdim, hafif aciligi olsun diye kirmizi sogan da koydum ,tabi nefis zeytinyagi ve lime suyu.Iste hayatin tadlari, hic yuz vermedim sokaktaki burgercilere pizzacilara en ac oldugumda bile,havanin grisine inat soframa yesiller,pembeler koydum, hatta yenebilen kirmizi mor turuncu cicekler salindi tabagimda, yenmeyenler vazomda, renk istedim hep hayatimda, catismam son birkac yilimi bir sekilde gecirdigim Londranin grisine alismaya calismakta...

go green !

dun gunesli havayi gorup kendimi West End'e attim, yurumekten ayaklarim hala agriyor, bugun ise yine karanlik, yine depresif,salonun isiklarini oglen 12 de yakiyorum desem durum acikliga kavusur herhalde.Aslinda cikmam lazim,mutfakta recyle binlere gidecek,yesil siseler, kahverengi siseler ve renksiz siseler(hepsi ayri cop kutusuna gidiyor),kagitlar ve organik copler var.Evet hepsinin cop kutusu ayri, evet hepsini ayri ayri muhafaza etmek ve tasimak birazcik zahmetli ama insan kendini vicdanen huzurlu hissediyor en azindan.Bizim Turkiyede neredeyse bihaber oldugumuz,ama gelismis ulkelerde onem verilen bir konu cevreye saygi.Time out gecen haftaki sayisinda( londonda haftalik cikiyor) bu konuyu ele almisti. Londralilar yilda 3 milyon tondan fazla cop uretiyor ama bunun sadece %17 si donusturebiliyormus.Isinmak,aydinlanmak ve eglence icin kullanabilecegimiz enerjiyi cope atiyor bir de ustune arabalarimizla cevreyi kirletmeye devam ediyoruz kisaca nankoruz diyordu yazida.Time Out'dan sizin de ilginizi cekecegini dusundugum,sehrinizi en onemlisi dunyayi kurtarmaya yonelik onerilerinden bir kac tanesi
-Kullanmadiginiz esyalari degis-tokus edebilir,ihtiyaci olanlara verebilir, www.gumtree.co.uk e bedava reklam verebilirsiniz.Ya da www.greenshop.com ve www.ecotopia.co.uk den ekolojik esyalar bulabilirsiniz.Fil gubresinden yapilmis zarf ve mektup kagitlari gibi.
-Dunyayi kirleten en buyuk tehditlerden biri de kirli cocuk bezleriymis.Londrada kullanilmis ama yikanmis cocuk bezleri kullanma kampanyasi var.Ilgilenenler icin www.wen.org.uk ve www.bambino.co.uk
-Babaniza esek alin diyor Time Out.Ilginc hediyeler icinde ari kovani,bir donum yagmur ormani ve suyun az oldugu bolgeler icin yagmur suyu tanki var.Bi goz atin belki Afrikada bir bankada hesap actirir,para alisverini hizlandirirsiniz www.goodgifts.org
-Yesil domates taksilerine binin.Tom ve Johnny iki genc avukatin bulusu, aslinda yurumemiz,bisiklete binmemiz ya da en azindan otobus metro kullanmamiz gerekiyorsa da,cok acilse yari elektrik yari benzin kullanan ,ama normal bir taksinin havaya savurdigu karbondioksidin sadece yarisini sarfeden cevre dostu arabalardan bahsediyoruz www.greentomatocars.com
-Arabaniza yolcu alin ya da baskasinin arabasiyla yolculuk edin.Tasima ve ulastirmada kullanilan araclar havadaki karbondioksidin enbuyuk sorumlusu.Bir manyakla karsilasmamak icin de guvenli siteler www.liftshare.org ve www.car-pool.co.uk. Ayrica Londrada bazi kluplere uye olup araba paylasabiliyor boylece kullandiginiz kadar oduyorsunuz www.mystreetcar.co.uk
devam edicez...

15 Mart 2006

pineapple studio,babum ve ogum


L. sponsorlugunda pineapple'a tekrar basladim.Covent Garden'da bir dans studyosu,cocuklugundan beri dansci olmak isteyip hayatin baska yollara surukledigi ben kendimi yillardir cesitli dans dersleri alarak tatmin etmekteyim.En cok jazz dance sevsemde dun fusion dersimden sonra(pilates,yoga,bale) LA jazz ve hiphopculari da pek bir hevesle seyrettim.Sinifin en sismani da bendim bu arada,ne ara aldim bu kilolari ben, ee evden cikma,haraeket etme,yemek pisir,yemek davetlerine git,londonda hayatim konyali serifeden farkli degildi bi ara,simdi yine Beyonce olmaya karar verdim.
Cok direndim, gidemem, aglamak filan istemiyorum dedim, su insanlarin hevesi gecsin ya tv de ya da dvd sini alip seyrederim, herkesin yaptigini yapmak,seyrettigini seyretmek,okudugunu okumak istemem, sevmem, onlarin zamani gecer,benimki gelir, kendi zamanlamam icinde ,populerligini yitirdikten sonra bi bakarim neymis bunca tantana.Burda gosterilen adiyla "BABUM VE OGUM" ya da "babam ve oglum" u dun sonunda Londra Cineworld'de seyrettim.E tabi agladim essek degilim, ama sadece 2 sahnede.O da Cetin Tekindor ve Humeyra'nin nasil muhtesem oynadiklarini gorup acaba ben de onlar kadar basarili olur muyum bi gun, ya da su kendini oyuncu zanneden zavalli oyuncucuklar seyredip de bir ders almislarmidir acaba diye agladim.Ellerinden operim.

13 Mart 2006

Gunes'den















Ben bulurum bi kutu arkası, saklayacak bu hissettiklerimi de. Asıl ünümü saklamakdan edindim. Nasıl olsa yarın geçer, yarın geçmeyenlerin bedelini ödedim. Kalmadı saçmalamalara borcum. Yanlış soruya doğru cevap verilmez misali, yamuk çizilmiş kenar süsünü ne kadar düzeltirsen düzelt, o hep bi yamuk kalıyo.
Gençlik zaman kaybı, orası muhakkak ( Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler ) Ne çok severdim kendimi. Hiç de tamamlamaya kalkmazdım sevilmeye muhtaç tarafımı. Hep kendi kaleme gol attım, skoru yüksek, kaybı bol oldu. Şimdi bu maç nerden döner onu bilmiyorum. Bir türlü denkleştiremedim doğru zaman doğru yer kavramını, ya zaman yetişmedi mekanlara yada mekanlar zamansızdı,, Ben hep erteledim, yerine bıçakların üstüne koşmayı seçtim, yaraları sardıkça ertelediklerimi unuttum. Soğudu artık yaralar ya ertelediklerim,,, yok olmuşlar,, Yaşamın kısa kalırsa yapabileceklerine, kabullenmek oglunluk değil mecburiyettir.
Gelirken 35'e ağır başlı hissediyorum kendimi, olduğumdan değil, başka olamayacağımdan

busy weekend


L. guzel fotolar cekiyor , gerci yukardaki benim yerlestirmem,sitenin foto kismindan memnunum.2 gundur kemiklerime kadar donarak sokaklari arsinladim, haftasonu is icin gelen kardesime Mayfair'de nefis bir italyan lokantasinda izgara tuna ismarlattim,10 kisilik bir "sunday lunch" a davet edilence,ekmek pisirip goturmek istedim ama yaparken gergindim ve sonucun iyi cikacagini hic umit etmiyordum zaten,ustu yanik ici pismemis fransiz rollarini lila bir kagida sarip goturdum, masaya koyduktan 5 dakika sonra da cope attim cok ozurler dileyerek, neyseki yemektekilerin bir bolumu iyi asci oldugumu biliyor.London-Turkish Film Festivalinde arkama bakmadan kacmak isteyecegim bir filmi seyretmek zorunda kaldim.Tesadufen Guven'le karsilastim yillar sonra Londrada.Celal yeni oyununu seyredeyim diye davet etti.Paul bir charity icin duzenleyecekleri gosteride oynayip oyanmayacagimi sordu.David Attenborough'un baska nefis bir belgeselini daha seyrettim"planet earth" rastlarsaniz sakin kacirmayin.Kar leoparinin iyi bir goruntunu alabilmek icin 7 hafta sogukta bekleyen bir belgesel ekibinden bahsediyorum, bense London soguk diye miymiy edip duruyorum..

aquarium


artik disari cikmaya basladim iste, enerjim geri geldi, yine de cok soguk ve L.nin yuruyelim teklifine hep karsi cikiyorum, usuyorum ve tartisma cikiyor, "yurumek cok saglikli biseydir" diyor, sanki ben bilmiyorum, ama soguk, dun "ben devam edemiycem yurumeye beni birak burda,sen yuru" dedim, ben bundan sonrasini katirlarla devam edicem demek isterdim de ingilizcesi komik olmazdi.Aquarium'a gitmenin romantik olacagini dusundum, balik arkadaslarimi ziyaret etmek istedim, dogru saptama, icerde en cok coluk-tombalak ailelerin yani sira elele kopek baliklarina bakan bir suru cift vardi.Kopek baligi saldirilarinda olen insanlarin kafasina coconut dusup olenlerden daha az oldugunu ogrendim, o kadar az yani korkmaya gerek yok.Ya piranhalar, amazonda nehre dusen agac,meyva ve fistiklarla beslenen sevimli vejeteryan piranhalar(!).Cikista Yo Sushiye gidip cig balik tikindik, ee dogal seleksiyon..

11 Mart 2006

blue man group


dun gece iskoc lokantasi Loch Fyne da (Covent Garden) denizden cikan her turlu canliyi midemize indirdikten sonra benim 6-7 yil once New York da bilet bulamayip icimde kalan bir gosteriyi izlemeye gittik.Blue man group birkac ay once londona turneye gelmisti ve bir turlu denk dusurup gidememistim, kardesimin kisa london ziyareti olayi hizlandirdi ve yengec,istakoz,midye, istiridye dolu midelerimizle New London theatre'a gittik.Well it wasnt amazing actually.Biraz 90 lar, biraz interaktif, yine de icinde degisik eglenceli fikirler barindiran bir showdu.Mavi boyali suratlariyla 3 adam perkusyon,muzik,isik oyunlari efektler iceren bir gosteri yapiyorlar 1 bucuk saat boyunca.Hicbirimiz wow demedik ama son zamanlarda disari az cikan benim icin vahada bulunmus suydu.En cok finalde yuzlerce metre uzunlugundaki tuvalet kagitlarini sahneye ulastirmamiz icin seyircilere verdiklerinde eglendim . Boylece gosterinin basinda hepimize dagittiklari beyaz kagit sac bantlarinin esprisini de anlamis olduk.En onde oturan bir kac sira seyirci ise mavi naylon yagmurluklariyla oturmak zorundaydilar,perkusyon zaman zaman renk renk boyalarla yapildi cunku.Showa gec kalanlar ise aninda sahneye firlayan kameraman sayesinde dev ekrana yansitildi, gec kaldin gec sarkisiyla rezil rusva edildi.

BLUE MAN GROUP is a euphoric theatrical and musical journey. Enigmatic, endlessly inventive and musically thrilling, the Blue Men and their incredible live band captivate audiences with a fusion of irresistible humour, dynamic rhythms and breathtaking spectacle. Originally staged in New York, where this award-winning show continues to astound sell-out crowds, you can now experience the visually stunning and brilliantly funny BLUE MAN GROUP live in London.

10 Mart 2006

tamasin day-lewis

ben tv de celebrity cheflerin programlarini izlemeye bayiliyorum, yeni kesfim Tamasin,home choice 41 de kendi evinde arkadaslarina yemekler yapiyor,insanlar sapir supur yiyorlar ve kadin ustune bir de para kazaniyor, soyadindan suphelenenler hakli, evet Daniel Day-Lewis in ablasi,belki yemege erkek kardesini davet eder diye heyecanla bekliyorum

supper



bu bir yemek blogu olmadigi ama ben yemeyi ,pisirmeyi ve yedirmeyi cok sevdigim icin arada sirada tariflere maruz kalabilirsiniz, (Gugu kilo aldigi ve hersey onun istahini actigi icin bundan hoslanmiyo), dun gece 4 kisi benim evimde tuna carpaccio, spring rolls,bol rayihali (lemon grass,kaffir lime,coconut cream) somon ve karidesli thai noodle ve cikolata parcali dondurmayla son anda yaptigim tarcin ,karanfil ve kisnis tohumlariyla sarapta pisirdigim armutlari tatli olarak yedik.Yemekden anlayan bilir hemen hepsi zor gorunen ,isimleri havali fakat bir o kadar da lezzetli yiyeceklerdir.Merak edene :hepsini ben yaptim,hazir yemek yok, carpaccio da spring rolls da hazir alinmadi,hatta tam bugday unlu ekmek pisirmistim ama yukardaki menuye uymadi sonra unuttum ikram etmeyi zaten.(Yani yazinin ozeti, londonda Ivy ya da 15 ya da Mon Plaisir'den is istiyorum,cok sey mi istiyorum)

9 Mart 2006



blogda gordugunuz her fotonun hakki bana ve L.ye aittir,biz biryerden kopyalamadik siz de yapmayin, gidin bir bira icin.

london me you and the others

yazi fontunu buyuttum daha iyi okunsun diye, okunup okunmadigimi da bilmiyorum ya, henuz bu alemde yeniyim,cok racon agzi oldu, yani bloglar dunyasina yeni girdim, napicagimi da bilmiyorum ne edecegimi de, bulucaz bir yolunu, yalnizliktan kurtulayim istedim, o yuzden blog actim. Babam dunyanin her yerine tasinabilir birseydir yalnizlik demisti, himm, evet, ama gecici bir durumdur da,ben cocukken de sevdim yalniz olmayi, yalniz oynamayi, sicak olmadim insanlara ,benim kalemin anahtarini vermedim onlara, hala oyle, hala duvarlarim var ama insanlari seviyorum yine de, evde yemege cagiracagim, cay kahve icecegim kimse yoksa, muzik var tv var,hep ses var ,olmali, baska turlu yasayamam.Izole olmak istersem de olurum.Londondan izoleyim bir suredir, ne olup bittigini bilmiyorum, ilgilenmek icimden gelmiyor.Ama biliyorum ki bir sure sonra istanbula dondugumde cok ozliycem bu avrupanin en keyifli sehirlerinden biri olan vahsi ormani.Turk tvlerinde ki magazine,insan asagilayan,uygarliktan uzak programlara bakip ic cekicem,Seda Sayani gorucem gobek atarken ve Nihat Doganla, ya da Pinar Altug ve onun gibiler ben issizken cesit cesit senaryo icinden en kaymaklisini secmeye calisirlarken, ve uzulucem yine turk mantalitesinin siradanligina gelismemisligine,sanatsevmez olusuna, sadece birkac bin benim gibi insan olusumuza...cikmaliyim, biraz avrupa havasi almali,kendimi herseye duyarsizliga karsi korumayi ogrenmeliyim,nefes almaliyim...

8 Mart 2006

photos from london



still raining

erken kalktim,telefon caldi, nerden bilsin istanbuldan arayan sigortaci burda saatin 2 saat daha geride oldugunu, beni istanbulda bekleyen 7 yasindaki kucuk arabamin artik kaskosu yok, yaptirmiyorum dedim sigortaciya, bir de aciklama yapasim tuttu, kaldiramiycam, sanki onun cok umurundaymis gibi.Zaten 7 yillik bir araba icin telafuz ettigi rakam cok sinir bozucuydu, hayatimin bir bolumu londonda metro ve otobusle geciyor nasil olsa, yaptirmiyorum kasko filan anasini satayim, ben ekmek makinasi almak istiyorum, hem daha ucuz hem insana keyif veriyor, araba oylemi, sirf dert.

aksam 9.30 da misafir geldi, tam da yemek vakti ve habersiz.Hazirladigim 2 kisilik yemegi 4 e bolmeye calistim kucuk eklerle, dolap zaten alisverise cik beni doldur tamtakir kaldim diye inliyordu, ustune 2 kisi geliverdi.Bu ingilizler garip, biri aksam yemegim diye kendine sushi alip gelmis, dedim ki ayip ,ya onceden aksam yemeginde ugrayacagim de ben de birseyler hazirlayayim ya da kendime yemek getirdim deyip tek basina oturup yeme ,benim kulturumde de ulkemde de bu ayip, evet cok konustum, o turk degil ki ingiliz, bazen bu geveze yanim sacmaliyor iste.

sonunda bugdaydan harika bir vejeteryan yemek yapmayi basardim.Sogan ve sarmisagi biraz chiliyle kavurup ustune tatli bezelye, dogranmis tatli organik havuc,haslanmis bugday ve parsnip koydum ( sozlukte yaban havucu diye geciyor, turkiyede yok ,ama bir kok sebze,havuc patates yerelmasi karisimi bir tat diyelim), biraz su ekledim,tane kisnisle lezzetlendirdim, yetmedi, pistikten sonra taze kisnis yapraklari da ekledim, bol kisnisli huzur verici bir yemek oldu, oysa yagmur durmadi, iste boyle..

7 Mart 2006

heavy rain in london

yagmur durmak bilmiyor,hava dune gore daha soguk, ben de vakit oldurmek icin internette favori sitelerime giriyor,orhan pamuk'un benim adim kirmizi yi turkce,istanbulu ingilizce okumaya calisiyor, tv de cookery showlari seyrediyor,ya da yemek bloglarini karistiriyorum, cunku pek yemek yapasim da yok su anda ,belki bitanesi beni bastan cikarir diye umuyorum.Buzdolabi bos sayilir, yarin alisverise cikmali,dun yaptigim az yagli az sekerli brownimsi kekten sonra (ki yag ve sekeri az koyunca basarili bir sonuc beklememeliydim) havadan mi ruh halimden mi hep tatli birseyler yiyesim var.Evde koca bir paket organik tam bugday unum var belki bir ekmek pisiririm (comforting food for winter time !) .Zaten artik dus jelimden sampuanima,cayimdan bulasik deterjanima kadar herseyi organik kullanmaya calisiyorum, istanbula donunce bunun eksikligini cok gorucem ya neyse, belki de sadece organik urunler satan bir dukkan acmali,city farm da harika ama cok yeterli degil.Biraz bugday hasladim,ama icine nar yakisir,en yakindaki market 12 dakika uzaklikta da nar sattigi supheli, burda nar bulmak migrosda papaya bulmak kadar zor, gerci bazen macroda da goruyorum(dum).Istanbulda hava nasil acaba,2 gunlugune soguyacak deniyordu ama eminim gelecek hafta bahar olucak ve ben bunu cok ozliycem, neyse az kaldi ilik bahar havasina ve bogaza kavusmaya,sonra yine london ozlemi, ve bu hep boyle....

selfridges


peki, alttaki yazinin depresif oldugunu dusunup bu fotoyu koymaya karar verdim.Sadece bu binayi gorebilmek icin iskocya donusu Birminghama ugrayip fotosunu cektik.Herhalde bu sehrin en guzel binasi.Ilginizi ceker icinizi acar diye dusundum.En azindan bir mimarlik harikasi oldugunu dusunuyorum.

dun gunes yuzunu ogle saatlerine kadar gosterip bizi heyecanlandirmisti, iste yine yagmurlu bir london sabahina gozumuzu actik, karanlik ,depresif,soguk, yani adina yaklisir sekilde.Ustelik sadece yagmur degil sokagimiza yapilan kasis calismasi da daha yeni bitti,sabahin kor vaktinden oglene kadar is makinalarini sesini duymak zaten saglam olmayan ruh halimi iyice bozdu.Karnimda sanci,hava karanlik, matkap sesi,disari cikasim yok, plansizim,o zaman ruh halime uyugun soyle bir fotom var size Iskocyadan gecen yazdan..

6 Mart 2006

ozluyorum

istanbulda ki evimin denize bakan manzarasini,sabah cami acip deniz kokusunu icime cekmeyi ozluyorum
asure zamani geldi geciyor,londonda bulmak olasi degil, usenmeyip hayatimin ilk asuresini yapsam mi
taze ve ucuz sebze ve meyveyi ozellikle nar suyunu her gun yemek masamda gormeyi istiyorum
bizim insanimiz halden anlar, zora dustun mu yardima kosar, bu sicaklik burda yok
pratik zekaliyizdir vesselam, cabuk is bitirmek isteriz kolay yollara sapariz, hele tanidigin varsa isin hallolur, hayat daha hizlidir bu anlamda
taksi bulmak kolaydir da gidecegin yere soforu ikna etmen zordur,burda tam tersi, acil isin varsa yandin, otobuse metroya bin daha iyi
peki ya istanbulda olsaydim
markette pazarda istedigim organik meyve sebzeyi bulamadim diye uzulur, london borough marketi, fresh&wild i ozlerdim
insanlarin bir ekmek ya da bir sise su icin bile siraya girmelerini,
bekledigim otobusun kac dakika sonra duraga varicagini dijital ekranda gorebilmeyi,
asansorde, sokakta,pubda,lokantada,magazada,tanimadigim insanlarin bana gunaydin nasilsin demelerine ya da en azindan gulumsemelerine karsilik vermeyi,
cam siselerin, kagitlarin,copun ayri ayri cop kutularina atilmasini ve insanlarin cevreye karsi duyarli olmasini,
gormeyi istedigim her oyuna, hatta oyuncuya, gosteriye,filme,sergiye bir bilet parasiyla ulasabilecegimi bilmeyi
metro sistemi cok gelismis oldugu icin en berbat trafikde bile evime yeraltindan kolayca varabilecegimi bilmeyi
erkeklerin en kisa eteginizle bile size laf atmiyacaklarini,istediginiz gibi ozgur giyindiginizde kimsenin donup bi yorumda bulunmayacagini ya da sizi deli, hafif kadin, zevksiz yerine koymayacaklarini bilmeyi,
sokaklarda,trafik isiklarinin oldugu yerlerdeki kameralari,boylece kirmizi isikta gecmenin,haneye,insana tecavuzun engellenmesini,
uygarligi,temizligi,insanlara deger verilmesini ozlerdim
(surecek)

Kew Gardens


hep soyledigim gibi londondan bikmak olasi degil,bir de pahali olmasa, ya da benim cok param olsa, neyse olsalar bitmez.Yandaki fotograf, Kew Garden'da bir gece sergisinden.Nefis cam eserler, heykeller gordum, gercekten nefes kesiciydi, ozellikle gece bir sergiyi gezmek, rengarenk botanik bahcesinde karsiniza cikan surpriz cam cicekler ve yanda golun uzerine yerlestirilen renkli camdan sanat saheseri.Insanin icine sanatla huzur doluyo, birde bunu turkiye biraz daha iyi kavrasa..

hayat surprizlerle dolu

hayatin size neyi sundugu,hangi yolu gosterdigini onceden kestiremiyorsunuz, iste simdi londondayim(bu kesinlikle londra demek istemememle ilgili degil,biraz espri biraz arkadaslarimla aramizda ben buraya geldigimden beri sifre gibi kullandigim bir kelime,london aslinda tum burda yasadiklarim) .Bir sure sonra istanbula donuyorum, sonra yine burasi, sonra hayat kimbilir hangi yolculugu sunacak.Aslinda yeni deneyimlere de yolculuklara da hep hazir oldum, bavulumu hep cabuk topladim( genelde eksik ve yanlis yerlestiririm,olsun) yola cikmayi hep sevdim.Simdi biraz garip ,biraz yalniz,istanbuldan uzkta ama bunu cok fazla onemsemeden, londranin keyiflerini elimden geldigi olcude yasamaya calisarak,bir yil gecirdigimi gorup, geriye fazla bakmamaya calisarak onumdeki mutluluklari kacirmamaya calisiyorum, umarim once yakin gelecegim sonra tumu sans ve mutlulukla doludur, umarim hepinizin oyledir ve dilerim Sanem bu tatsiz gunlerden bir an once kurtulur, Esra da..

haftasonu


L. cok israr edince pek de gonullu olmayarak Syriana'yi izlemeye gittik, petrol kuyulari,Cia, amerika nin hukumet gucu, filistin,iran,biraz isvicre ve washington dc cercevesinde gecen olaylar, guc ve cikar catismalari, din dil kultur farklari, kesinlikle iyi bir film.Amaa gecen carsamba seyrettigim Cache(Hidden), Michael Haneke'nin son filmi, Daniel Auteueil ve Juliet Binoche un basrollerinde oynadigi sanat eseri filmin yaninda Syriana benim icin sonuk kaldi.
Acton da bir dogumgunu partisineydim dun, altta Dorset fotografinda ki ekiple birlikte, Tomun yeni yasini kutladik, kucuk bir lokantada, gunesli ama soguk london havasinda,3 saat yiyip icerek.Bir gun onceyse Tijen Inaltong'un salatasina ozenip ustteki salatayi yaptim.Bol taze ispanak, avakado,havuc ,kurtulmus domates,ve kendim filizlendirdigim sebze filizleri,kalamata zeytini yagi,lime suyu, tuz ,karabiber,saglikli ve lezzetli, yani tam benim yemek felsefeme uygun.Daha iyi bir fotograf cekemememin sebebiyse acliktan oluyor olmam,bir an once salata kaseme kavusmak istememdi.

5 Mart 2006

southall


southall londrada cogunlukla hintlilerin yasadigi bir bolge.Dun L. bana uzun zaman once verdigi sozu tutmak istedi ki bu sure icinde beni oraya trenle gondermeyi de defalarca denedi,en saglam inatci tembellerden cikiyor iste,neyse dun sonunda gidebildik.Cok renkli bir hint pazari hayali kuran ben hayalkirikligina ugarasam da sonunda 1 kutu mandalina, taze kisnis, 1o tane lime ve yandaki terliklerle eve dondum.

4 Mart 2006

a weekend in dorset


dorsette bir hafta sonu yuruyusu
12 kisi 3 cocuk yemekler saraplarla dolu ,eski bir victorian koskte harika bir hafta sonu gecirdik, hala tekrar gitme plani yapsakta ev satisa cikarildi ve evsahibinin torunu olan arkadasimiz da bizde cok uzgunuz, belki ev yeni sahibine kavusmadan tekrar somine karsisinda sarap icebiliriz..

ilk fotolar yazilar ve sayfa duzeni harika gozukmuyor ,artik acemiligime verecek ve london harvey nichols da karsilasip fotografini cektigim sarah jessica parker la idare ediceksiniz.

london-ist

alttaki fotograf edinburgdan,sagdaki tatli hayvan bir iskoc inegi, highland cattle,sag alttaki ise notting hill carnival dan ..



covent gardenda da sik gorebileceginiz bir performansci,ama bu foto edinburg festivalinden, bazen ben de bir tip bulsam,bu isi deneyimlesem,yasasam istiyorum ama saatlerce sogukta makyajla durmak kolay degil,hele benim gibi kipirtisiz duramayan,sinemada bile yuz defa sekil degistiren biriyseniz.

a bit about me

london gercekten cok pahali bir sehir ve cok yalniz, herkes yasam derdinde, arkadaslik az,ya da benim hic arkadasim yok, henuz buraya adapte olma asamasindayim ama beni bu sehre getiren guzel tesadufler vardi
oyuncu oldugum halde burada dil engeli ve calisma izni problemi yuzunden meslegimi yapabilmem su an mucize gerektiriyor, ben de yemek yemeyi ve yapmayi sevdigim icin birkac ay once kendi catering sirketimi kurup bir mimarlik sirketiyle calistim ta ki istanbula donene kadar, kisa istanbul ziyaretimden sonra tekrar london ,restoranlarda asci yamagi olarak calisma cabalari pek sonuc vermedi, malum calisma izni, is bulabildigim tek yer turk lokantalari da benim hayallerimle ortusmeyince sonuc issiz parasiz london gunlugu...

bu benim bu pahali sehirde yasamak icin yaptigim ve satabildigim takilarimdan
dukkan Start, Hoxton London
londradan merhaba
bu blog bu koca ormanda tum dunyadan dostlarla yalnizligimi azaltmak icin olusturuldu

london-ist

hello from london
this blog has created to feel less lonely in this jungle with the friends from all over the world