30 Mayıs 2006

yangınlık

ölümden korkmuyorum,ama uzun ve sağlıklı yaşamak da istiyorum,daha yapacak çok şey var,ama 'o' zaman gelirse de ben bilmiycem ki öldüm, yapacaklarımı yapamadım. Bilinmeyen bir aleme gidicem,sevenlerim üzülecek eğer vakitsiz gidersem,ben değil .Ölüm vakitli de gelmiyor ki herzaman,Mübeccel 45 canım anneannem 84 yaşında bir gün arayla göçtüler.Başsağlığına gelen bir kadın ben annemi sakinleştirmeye çalışırken 'insanın annesini kaybetmesi yangınlık yeri ' dedi ' o yangını çeken bilir' . Allah herkese sıralı ölüm versin ama ister 84 ister 104 yaşında olsun annenin yokluğu başka, canım annecim annesini kaybetti bu benim anneannemi kaybetmemden daha acı. O hala ' nefesi olsa yeter ben ona bakarım' diye düşünüyordu.Canım annem öyle üzgün ki 'ben artık anneme gidiyorum diyemiyecek miyim?' diye soruyor küçük bir kız çocuğu gibi, ben ise ,ya benim de başıma gelirse bir gün diye hem onu anlamaya çalışıyor hem de bencilce kendi acımı hayal etmeyi deniyorum.Yangınlık çok uzak olsun.Annenize iyi bakın.

26 Mayıs 2006

photo by L.



özledim, çok özledim, sadece L.yi değil londrayı da özledim.Borough market burnumda tütüyor, neal street, oxford street, soho, leicester square, covent garden,pineaple dans okulum,marketlerim,evim uff çok uzar bu liste, tamam vazgeçtim yazmaktan, bir adamı şehriyle özleyecekmişim, bilemezdim, onun kokusu o sokakların pubların kokusuyla özdeşleşicekmiş tahmin edemezdim, bi de bana yukardaki fotoyu çekip yollamaz mı, üstelik hiç de romantik olmamasına rağmen,e o da beni özlemiş o zaman, benim londonum geldi...

ps.sen olmasan buralara gelemezdim ben

sevemezdim bu şehri anlamazdım dilinden

yeniden başlasam bu sefer korkmadan

koklayıp birbirimizi çöpe atmadan

('sarı laleler' den,mfö söylemiş duygularımı zaten pek güzel,dinlerken farkettim,postuma ek yaptım)

21 Mayıs 2006

sorular sorunlar



çocuktum ufacıktım ,büyüdüm sorular başladı,büyümek iyi değilmiş anne ,niye süt içeyim diye ısrar ettin sanki ?

uzakdoğu filmlerini seyretmek bana zor geliyor.Ben ırkçı mıyım ?

sigarayı bırakınca yemeğe saldırmak o pis meretin damak tadını öldürdüğünü göstermez mi.Insanlar niye bile bile lades diyor ?

evet kilo aldım ama umursamıyorum.Bu kadınsılığımı kaybetmek ,flört etmekten vazgeçmek,artık kırıp bacağımı evde fasulye ayıklamalı mıyım demek yani?

hiçbir yerli diziyi seyretmek bana keyif vermiyor, ben yerli değil miyim ?

ama friends ve sex and the city nin tekrar bölümleri bile hoşuma gidiyor, pop muyum ben ?

pop müzik sevmem ,ben acid jazzcıyım, snobluk mu bu yani?

eskiden gözlerim hep iltifat alırdı, yıllar oldu duymayalı.Yaşlanıyorum, napıcam ?

trafikte küfür ediyorum, ettiriyorlar.Insanlar niçin kurallara uymuyor ?

bu sinir insanı katil edebilir, bazen cinnet cinayetlerini anlıyorum.Psikopat mıyım neyim ?

cinayet fikri ; haketmediği yerlerde olup kendini bi mok sananları, saygı nedir bilmeyenleri, huzuru(mu) bozmak isteyenleri , toplum kurallarına uymayanları görünce sıcak geliyor.Psikoloğa mı gitsem ?

eh hal böyle olunca bu kaba çoğunluğun yanında ben ayrık otu oluyorum.Medeni insan,toplum ve ülke istiyorum.Bu beni batı hayranı mı yapar yani ?

herşeyi öğrenmek, öğretmek,denemek,her kültürü tanımak istiyorum ama harekete geçemiyorum.Bir cesaret ya da tembellik ilacı yokmu ?

ha bunları yapmak için de çok para istiyorum, ben materyalist miyim ayrıca ?

blog fikri güzelmiş de az yorum gelice üzülüyorum, 2 satır yazsanız nolur yaw,arkadaş olurduk ?

17 Mayıs 2006

tımarhane



işim gereği bakıyorum bu aptal kutusuna, farkında mısınız tv de bir süredir olanların ?
aklı başında ,biraz kafası çalışan herkesi delirtmez mi bu programlar,bu kadar mı aptal bir milletiz biz, bunlara niçin göz yumuyoruz, ya da nasıl bir eğitim eksikliğidir ki bu bize bunları dayatabiliyor bu yapımcılar, demek ki '' türk halkı seviyor !'' diyerek.

sabah showları ayrı alem,atv de bir yalan dolan kurgu gırla gidiyor ki artık bunlara kimsenin inandığını sanmıyorum,Ahu Tuğba ve sevgilileri diye tanımlanabilecek bir kötünün kötüsü oyuncuların ve çekimlerin olduğu bir dizi film kuşum Aydın tarafından yönetiliyor.Show tv de Lerzan denen avam kızcağız'' bi dakka bi dakka bişi diycamm'' diye 2 saat göbek atıp insanların hayatını karıştırıyor,diğer yanda kim kimle yakalanmış,Murat Taşdemir Banu Alkana kilo vermezse şansı yok demiş,bi takım patetik insanlar ,olaylar,konular.Ya tamam seyretmek zorunda değilim tabi, benim merakım bu ülke halkının ulusal tv kanallarının seviyesi o ülke insanlarının seviyesini göstermez mi? Bakıyorum bakıyorum aptal kutusuna ,valla güleyim mi ağlayım mı bilemiyorum..

14 Mayıs 2006

anneanneler günü

yıllar önce ben minik bir Nes'ken onun çiftliğindeki fındık dallarını sobaya atmak için taşımaya kalkar her zamanki sevecenliğiyle bana kıyamaz '' Nes'im yarısını koy onların taşıyamazsın benim güzel yavrum '' derdi.5 yıl öncesine kadar hala dinç ve enerjik bir toprak kadınıydı ta ki felç gelip de onu yatağa mıhlayana kadar.Bugün başında biri annem olan 2 kızı bikaç gün önce gelen koma hali için gözyaşı döküyorlar.Annemin anneler günü anneannemin zayıf bedeni karşısında geçiyor işte.84 yaşında o bunu da bi şekilde atlatır diye düşünüyorum.Annem,teyzem ve ben dua ediyoruz anneler günü.

yıllar önce bir arkadaşım Budapeşteden bana ceviz beşikte minyatür bir bebek getirmiş,çocuk isteyen bana uğur olarak vermişti.Bugün hala anne olamamış ve sevgilisini bir türlü ikna edememiş,orta yaşlı bir anne aday adayıyım.Umarım bir gün o da olacak,fazla geç kalmadan.
Tüm annelere ve anne olmak isteyen kadınlara önce sağlık ve huzur diliyorum..

11 Mayıs 2006

iş güç

bu kadar aşka ayrılan zaman yeter
iş zamanı,para kazanma zamanı(zaten kazanılan para yine london yollarına dökülecek ya neyse)
10 aylık işsizlik 10 gün sonra son buluyor ki güzel bir haber değil pek
bi kere önerilen işi de parayı da sevmedim
ama tekrar piyasaya giriş yapmalıyım
ayrıca tembelliğe de fena alıştım
nolur du sanki,ben de baba ya da sevgili-koca parası yiyen biri olsaydım,bundan gocunmasaydım,(aman gocunsam nolucak hiçbirinde para yok,allah sağlık versin) haydan gelen cilt bakımına gitseydi,bir elim avakadoda bir elim somonda olsaydı,bir ayağım Cannes'da bir bacağım Mauritius'a uzansaydı,dı dı dı,-di li geçmiş zamanın kipi ,hiç umurumda değil aslında da,artık rahat yaşama yaşları bunlar, haketmeyenin iyi yerde hakedenin hala tırnaklarıyla savaş verdiği bir dünya bu,zaten adil olduğunu kim söyledi, öyleyse tırnakları bilemeye devam ,savaşçı herkese kolay gelsin..

10 Mayıs 2006

gitti :(


bi suredir L. ve hikayeleri şeklinde bir fotoromana donustuğumun farkındayım, ama onun hayatımda cok ama cok onemli olduğunu tekrar farkettim işte.
dun oglen havaalanında uzerinde lila pardesuyle hungur hungur ağlayan bendim, o kadar ağladım ki L'nin sinirleri bozuldu ,gulmeye başladı,çünkü bir çocuğun lunaparkda donmedolaba binmesine izin vermeyen annesine karşı isyanı gibi hungurduyordum, komikti, gözlerim öyle yeşil oldu ki ağlamaktan,lila pardesüme çok yakıştı ,damlalar ıslattı onun yeşil yeleğini,herşey yeşillendi ,gidene kadar el salladım, gozden kaybolana kadar gozumun onu tekrar tekrar ezberlemesine çalıştım,tekrar çok sevdim,el sallarken bile çok özledim,ben onu yine sevdim,yine sevdim,hep sevmişim, özür dilerim...

6 Mayıs 2006

L.nin gidisine 2 kala

aynı sehirde zaman zaman ayrı sehirlerde cok zaman yasanınca bir ilişki,zaman,mekan,ask,sevgi ve hatta saygı ve özlem kavramları birbirine karışıyor,dolambaçlı,arapsaçı yollara düşülüyor,sonra da çık işin içinden çıkabilirsen oluyor ve siz de benim bu duygu dalgalanmalarıma sanal arkadaşlarım olarak maruz bırakılıyorsunuz, merak edenlere (sibella,chloe ve diğer bir londoner didi hosgeldin) selam ederim.
L.bir haftadır burada,dogumgunu bi sekilde kutlandı, karsılama sonrası gozyası dokuldu ,biraz ozleminden biraz(bkz alttaki post) karısık kafa durumları.Sonra cok ama cok aşk olduğu hatırlandı,sonra aşılması güç problemler sebebiyle yine gozyası dokuldu,onlar aşılınca (ki nasıl olacağı cidden allaha kalmıs durumda) hersey yoluna girecek,ama ne zaman ve nasıl ,vesaire vesaire.Durum budur.Ölü ve yaralı yok..