26 Eylül 2006

tatil matil

daha döneli bir hafta olmadı, evet artık heryerde sonbahar var ama benim geldiğim yerde hala yazdı ve ben tatil fotolarımı (bazıları muhalefet edebilir belki sizin şehirlerde yağmurlar yağarken )yeni yayınlıyorum
güzeldi, kısaydı, tadı damakta kaldı, geç kalınmıştı ama olsundu.
mis gibi hava,turkuazdan laciye,koyu yeşilden açık yeşile değişen su,kolunu kaldır meyve ağacına çarpsın,sabah horoz sesleriyle uyan,

çakıl taşlarına ayak izin çıksın ki seni yine hatırlasınlar,gene git oraya adınla çağırsınlar,suya elektiriğini bırak, kuma ayak izini,
sabahları hava sıcak, hemen denize koşmak istesende bekle,leke olur cildin sonra, sen nefis kahvaltı sofrana otur,şehirde tadını unuttuğun domatesin en güzeli,çıtır salatalık, deri tulumda keçi peyniri ah ne nefis,sapsarı organik köy yumurtası,ayda bir yumurta yiyen ben her sabah farklı şekilde pişirilmiş omletleri götürdüm,dünyanın en tatlı kavununu da ye,bak sezonu geçti nerdeyse, özlersin sonra,ah yaz bitti kavunla karpuz gitti diye,
gir suya sonra, nasıl özledin değil mi bütün yıl onu,sen balıksın çocuk, susuz yaşayamazsın, dansettin mi, kucakladın mı o güzel rengi, hücrelerine sindirdin mi, yok doyamadım tadına, hadi dönüş istanbula, sonra londra, para-vakit-sağlık olsa , kışın hep yaz olan yerlere suya koşulsa, olmaz mı...

21 Eylül 2006

nes is back

portakal ve nar agaclarinin selami var
misket limonlarinin da
turkuaz sulari da unutmayayim ha
bana darilirlar sonra

gec oldu ama iyi oldu/oh oldu/oh be oldu/ayrintilar azzz sonra/bi nefes alayim once/ha bi de /alttaki posta yorum birakan tum sanal dostlara deniz kumu getirdim/sizi seviyorum ben yaw/gercekten.

14 Eylül 2006

gidiyorum


geç kalmış tatilime, portakal ağaçlarına, antik zamanlara, biraz daha sıcağa, lacivert sulara bedenimi banmaya, ruhumu da yıkamaya, sürprizler yapmaya, karşılığını mutlulukla almaya, belki hayatı şaşırtmaya gidiyorum.
dönüşüm muhteşem olsun...

12 Eylül 2006

salmone

mmmmmmmmmm
pek severim
pek lezzetlidir
pek yararlıdır
özellikle kadınlar için

geçen gün ikeada hem başlangıç(somon fümeli salata) hem ana yemek(patates ve brokolili somon) olarak yiyince gecen yaz iskoçyada loch fyne restoranda kendimizi nasıl somona gömdüğümüzü hatırladım, menüyü görünce sanki memleketine kavuşmuş toprağı öpme isteğiyle her türünden ısmarlamıştım,acaba ben daha önceki hayatımda hangi deniz ürünüydüm.
şimdi bir tarif iyi giderdi ama ben bu güzel renkli bebeğin üstüne deniz tuzu koyup fırına atarım yanına salata yapar yerim
yiyiniz yediriniz
üzülmezsiniz

7 Eylül 2006

aldatma

ne zamandır giricem konuya, biraz hassas, biraz özel, giremedim,boğuştum kendimle, dedim ki şimdi benimkiler ( siz oluyorsunuz) yorum yazmazlar buna, en azından kendilerinden örnek vermezler, ben konuyu açtığımla kalırım.

Ani dalıyorum : bu ilişkilerin niye cılkı çıktı kardeşim! neden herkes birbirini aldatıyor, neden monogami öldü? bir de parayı ,ünü, gücü bulanın anında sevgilisini,karısını ( en çok bu ), kocasını( bu daha az) aldatması yok mu! bu ne kendini bilmezliktir, hayata nasıl sığ bir bakıştır! Noldu yani parayı buldun karın eskidi mi be adam! Ya da ne bileyim şu kıçıkırık dizi şöhretleri, ünlü olunca neden partnerlerine sevgileri bitiyor yaw !

hiç aldatıldınız mı, aldattınız mı( yuh bu kadar ayıp soru soran duymadım bu alemde tanımadığı insanlara) ama merak ediyorum ben.İsmini verme,anonymous kal istersen, ama bişey söyle ey okuyucu, özellikle sen de yapmış ya da sana yapılmışsa.Buyrun burdan yakın!

( ne fotosu koyacaktım canım ,o sevimsiz pınar altuğ mu)

3 Eylül 2006

insanın pin kodu

Bugünlerde şansa kafayı takmış durumdaydım ve bloguma insanların sahip olduğu şans faktörüyle ilgili bir yazı yazmayı planmaktaydım, bazıları niye şanslıdır,hep dört ayak üstüne düşer de mesela kendimden örnek vereyim ;yarım kadar yetenekli olmayan aynı meslekten biri neden benden daha çok para kazanıyordur ve piyasada bir ismi vardır diye kurtçuklar yiyordu beynimi kiiii bir yazı okudum.

Guney Afrikalı bir bilim adamı Douglas Forbes doğum tarihlerimizin kutsal matematiğine dayanarak bir keşif yapıp insanın pin kodunu çözmüş ! Dharma yayınlarının sahibi Cem Şen de kitapları yayınlamış.İnsanın pin kodu ve İlişkilerin pin kodu adlı kitaplardan yeni haberim oldu.Astrolojiden daha güçlü, nümerolojiden daha etkili yepyeni bir teknik, kişinin karakterini belirlemek ve onun yaşam yolculuğu sırasında diğer insanlara nasıl karşılık verdiğini belirlememizi sağlayan bir sistemmiş.

''Her birimizin programında, çevremize farklı şekillerde tepki verme olasılığı bulunmakta ve bu olasılıklar da bizi eşsiz birer bireye dönüştürmektedir. Pin Kodlarımızın her bir hanesinde on tane “aktif” on tane de “reaktif” özellik bulunmaktadır. Bu özellikler tıpkı, kişiliğimizin malzeme deposu gibidirler. Elimizde ne tür araçların bulunduğunu anlayarak, kişiliğimizin nasıl işlediğini anlayabilir ve bu sayede de yaşamımızdaki seçimlerimiz konusunda çok daha başarılı olabiliriz.''

''Başarısız bir ilişkiyi henüz başlamadan önce tanımak, ruh eşimizi bulmak, hangi iş arkadaşımız ile başarı kazanabileceğimizi bilmek, çocuğumuza hangi yaklaşımımızın arzuladığımız mükemmel sonuçları doğuracağını tahmin edebilmek, eşimizin gerçekte ne beklediğini anlayabilmek, şirketimizde başarılı ekipler kurmamızı sağlayacak bir yönteme sahip olmak hepimizin en büyük hayallerinden bir tanesidir. Bu sayede ne kadar çok acı ortadan kalkar ve kaçırılan ne kadar çok fırsat kaçırılmamış olurdu. “Şimdiki aklım o zaman olsaydı” lafını söylememize hiç gerek kalmazdı. Tüm ilişkilerimiz başarılı, doyurucu ve tatmin edici olabilirdi. Elbette, eğer ilişkilerimizin kaderini ve özelliklerini baştan bilebilmemizin bir yolu olsaydı! Artık bunun bir yolu var!''

Hayatımız kurtuldu mu,iyice karıştı mı kitapları okuduktan sonra anlıycam, konu ilginç ve karışık ,yorumu size bırakıyorum..

Cem Şen'in seminerlerine katılmak için
iletisim@klankitap.com